Doğa ve insan, insan ve insan, kadın ve erkek eşittir. Hakikat ile kurulu bir denge var. Yaşamın temeli ahlaktır, adalet ve eşitliktir. Birbirine güven var, kimse kimseden çalmaz. Bu yüzden her evin kapısı açıktır. Dayanışma ve birlik Hewraman’ın ruhudur ve onu ayakta tutan asıl güçtür. Kürt’ün sırtını dayadığı dağ felsefesinin hayat bulduğu mekandır Hewreman.
İşkenceyi, hastalığı, ölümü unutmuştu. Geriye atmıştı her acıyı ve zorluğu... Yaşam ve mücadele vardı sadece; halayda Kürt halkının destanı, hayata bakışı ve yaklaşımı vardı. Halay’da “Ölüme de tilili li tilili” vardı!
Biz Kürt kadın sanatçıları olarak Newrozlarda baharın ve kültürümüzün tüm renklerini toplumdan sahneye taşırken, her yeni Newrozda yeni bir şiarla halkımızın kazandığı özgürlük düzeyini tüm dünyaya yansıtıyoruz. Her sahnede ismimiz farklı olsa da beslendiğimiz kökü canlı tutan değerleri her yerde aynı duygu ve anlamla haykırmaya devam ediyoruz. Ve böylece hepimiz Newrozlaşan Kürt kadını olmanın mücadelesini sürdürüyoruz.
O gün, kalenin avlusunda Kawa’nın yaktığı ateş, Mazlum’un bir zindan hücresinde yaktığı üç kibrit çöpüyle attığı zafer çığlıdır. Newroz, bedenini karanlığa meşale yapmaktır Rahşanların, Semaların şahsında.
Bugün harlanan her Newroz ateşi onlardan bize miras, her Newroz ateşinde onların sureti, onlardan bir parça... İşte bu yüzden sönmeyecek Newroz ateşi, nerede olursak olalım ‘Newroz Piroz Be!’ diyeceğiz.
Newroz; her bahar Kürtler tarafından baharın müjdeleyicisi, yeniden yaşamın var olma gücü temelinde özgürlüğün bilinciyle; zalimlerin kaybedişi, halkların kazanışı olarak hafızalarda yer edinmeye, mücadele ruhunu zaferle taçlandırma umuduyla sonsuza dek büyük bir heyecanla, coşkuyla, umutla kutlanmaya devam edecek.
Kürtlerin 90’lı yıllarda verdiği direniş ve kararlı duruş Newroz’un bugününü de belirlemiştir. Newroz’la bütünleşmiş ve mutlaka newroz’la anılması gereken sayısızca ölümsüz isim var… direnişle, isyanla, ateşin kutsallığını kendi kutsallığıyla bastıran sayısızca isim…